17 Ağustos 1999 Marmara depreminde hayatını kaybedenler tören ile anıldı. İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU’nun, Valimiz Muammer EROL’un AFAD Genel Başkanı Dr. Mehmet GÜLLÜOĞLU ve protokolün katılımını ile anma töreni gerçekleştirildi. 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet meydanında kurulan deprem çadırlarının gezilmesinin ardından açılış konuşmaları yapıldı.

Yalova Belediye Başkanı Vefa SALMAN

“İllaki bir şey yaşamak için damdan düşmen gerek gerekmiyor. Bizim belki bu konuda hatalarımız eksiklerimiz olabilir ama bunu asgariye indirmek zorundayız gelecek kuşaklara çocuklarımıza da doğal afetleri doğru öğretmek zorundayız. ”17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybedenlere rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyerek konuşmasını sonlandırdı.

AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu;

“Bu tarih milat oldu. Yapı denetimleri başladı. Arama kurtarma kapasitesi o günlerin kat kat üzerine çıkarıldı. En büyük değişim ‘risk azaltma’ da oldu. Bugün kentsel dönüşüm afet yönetiminin en önemli parçalarından biri. Yolların kapalı olduğu yerdeki enkaza insan kaynağı yetmez. Kentsel dönüşümün hızlanması gerekiyor. Zaten imar barışının temel faktörlerinden biri de kentsel dönüşüme kaynak bularak hızlandırmak. Binalar hakkında daha geniş bilgi sahibi olunarak yoğun kentsel dönüşüm çalışmaları yapılacak. Vatandaşın da katılımı şart. Türkiye’nin yarısından fazlası deprem kuşağında yaşıyor. Kişiler kendi binasından emin olmalı, belediyeye gidip binama bakın demeli, sağlam değilse kentsel dönüşüm başlatılmasını talep etmeli. Çocuğunu, eşini seven binasını kontrol ettirsin.” 

Sayın Valimiz Muammer EROL;

“Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedilen 7.4 büyüklüğündeki deprem,17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelmiş ve yaklaşık 45 saniye sürmüş, Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olmuştur.

17 Ağustos Marmara Depremi’nde Yalova’da; 2504 vatandaşımız vefat etmiş ve 4.505 vatandaşımız yaralanmış, 8.585 konut, 764 iş yerinde orta, 9.570 konut ve 565 iş yeri de ağır hasar meydana gelmiştir.

Marmara bölgesinde ise; toplam 17.480 vatandaşımız vefat etmiş, 100.000’in üzerinde insan da evsiz kalmış, yaklaşık 24 bin kişi yaralanmış.

Ayrıca, 35.180 konut, 5.770 iş yeri yıkılmış ya da ağır hasar görmüş, 40.757 konut, 6.057 iş yeri orta, 45.086 konut ve 6.128 iş yeri de hafif hasarlı olarak tespit edilmiştir.

Meclis Araştırması Komisyonu'nun Temmuz 2010'da yayımladığı raporda, genel toplam olarak 364.905 konut ve işyerinin yıkıldığı ya da çeşitli düzeylerde hasar gördüğü belirtilmiştir.

Yalova'da, 17 Ağustos Marmara Depremi sonrasında Altınova İlçesi'ne bağlı Subaşı Beldesinde, Çınarcık İlçesi Çalıca mevkiinde ve merkeze bağlı Soğucak'ta 5.476 kalıcı konut ve 473 işyeri inşa edilmiş,  409 hak sahibine konut kredisi ve 588 hak sahibine evini yapması için yardım yapılmıştır. ” dedi.

AK PARTİ Milletvekili Ahmet BÜYÜKGÜMÜŞ;

“Saygı değer Yalovalılar 17 ağustos depreminin 20. yılını andığımız ve orada yaşana acıları yeniden idrak ettiğimiz bu gece için tertiplenen programa her biriniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Valimizin, Yalova belediye başkanı ve Afad başkanımızın bu depremin Türkiye’nin afetle mücadele hafızası yeri bakımından çok önemli noktalara işaret ettiler ve onun öncesinde bu depremi bizzat yaşamış göçük altından ailesini çıkarmış irfan abimiz de o tecrübesini bizimle paylaştı. Bu anlamda çok anlamlı bir geceyi aslında idrak etmekteyiz. Bende Yalova’da bu depremi kendi ailemizden bir kayıp yaşamadan atlatmış bir kardeşinizim o akşam yaşadıklarımı bu meydana geldiğimden beri düşünüyorum. ” diyerek yaşadıklarını anlattı.

Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman SOYLU;

“Cesetler yerdeydi. Kimin nereye koşuşturduğu belli olmayan kıyamet günü gibiydi. Sayın Çiller ile ilk önce arabada dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i aradık. Buradaki tablodan bilgisi yoktu. Yine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i aradık. Onun da tablonun büyüklüğünden haberi yoktu. İlk fotoğraf nakledildikten sonra sıra sıra gitmeye başladık. Arabanın arkasına bir şey almış, gördüğümüz, bulduğumuz herkese ulaştırmaya çalıştık. Bir kıyamet ve mahşer anı gibiydi. Bir hiçlik duygusunu insana olabildiğince yaşatan anı o gün burada hatırladıkça tekrar hissedebiliyoruz. Buradan Gölcük’e gece yarısı ulaştığımızı hatırlıyorum. Işık yok, karanlık. Gölcük’e giderken gündüz vaktiydi. Aklımdan çıkmayan manzara, ev çökmüş, annesini evin içerisinde olduğunu düşünüp, 'Anne neredesin' diye seslenen insanlar. Birçok binanın üzerinde sahil boyunca olan sitelerin birçoğunda sele serpe yatan cesetler. Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye'ydi o dönem. Sonraki tartışmaları hep beraber hatırlıyoruz. Onlarla büyüdük, bu zamana kadar geldik. Kendi kendime 'Bu tecrübe bu kadar acı mı olmalıydı' diye sordum. ” konuşmalarını gerçekleştirdi.

15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet meydanından deprem Anıtına kortej yürüyüşü yapıldı. Deprem anıtının içinin gezilmesinin akabinde mevlit ve dualar edildi. Son olarak 17 Ağustos 1999 da vefat edenlerin anısına karanfil bırakılarak yâd edildi.